Kids Marketing, belki de en çok hassasiyet gerektiren pazarlama alanlarının başında gelir. Çünkü çocuklara yönelik pazarlama yapmak istediğinizde onları çok iyi gözlemlemek ve yaratmak istediğiniz hissi yakalayabilmek için onlar gibi düşünmeniz gerekir.
Artık eskiden olduğu gibi ailelerde anne-babaların değil, çocukların sözü geçiyor!
3-4 yaşlarındaki bir çocuk rahatlıkla akıllı telefonları kullanabiliyor ve video içerik sitelerinde izlemek istediği videoyu oynatıp seyredebiliyor; bunu yaparken de bir ebeveyne ihtiyaç duymadığından sürekli kontrol altında da tutulamıyor. Çünkü bu çocuklar sokakta oyun oynayarak değil, televizyon, bilgisayar başında; ellerinde telefonlar ve tabletlerle her gün onlarca görsel ve işitsel uyarana maruz kalarak büyüyorlar. Özellikle Z kuşağı dediğimiz 2000 sonrası doğumlular, aile içinde ciddi oranda karar verme gücüne sahip. İşte buna “pester gücü” diyoruz. Pester gücü, çocukların satın almak istedikleri ürün veya hizmetle ilgili ebeveynlerini ikna etme yeteneğidir. Bugün sürekli çalışan ve çocuklarına yeterli vakit ayıramadığı için suçluluk duyan ebeveynler de bu dürtüyle beraber çocuklarına harcayamadıkları zamanın yerini parayla elde edilenlerle doldurma yanılgısına düşüyorlar maalesef.
“YTV Kids and Tweens Report” araştırmasına göre çocukların ebeveynlerinin verdiği kararlar üzerindeki etkileri şöyle:
- Çocuklar kahvaltıların %97’sine etki ederken bu oran öğle yemeklerinde %95.
- Ailelerin restoran tercihlerini %98 oranında çocuklar veya onların ihtiyaçları belirliyor. Hatta bu çocukların %34’lük bir dilimi de bu seçimlere mutlaka bir alternatif üretiyor.
- Giyim alışverişindeki etkileri yaklaşık %95.
- Teknolojik ürün alışverişindeki rol ise %60-76 dolaylarında seyrediyor.
Durum böyle olunca rakamlar da ister global ister yerel olsun, bütün şirketler için aslında kids marketingin ne kadar büyük önem taşıdığını gözler önüne seriyor.
Ama bir yandan günümüzde kids marketing çok da tartışılan bir konu. Neden diyeceksiniz, şöyle ki; iştah açıcı veya özendirici reklamların etkisinde kalan küçük çocuklar ailelerinin bütçesini düşünmeden o ürün veya hizmete sahip olmak istiyorlar. Aynı zamanda anne-babalar da sırf çocukları istiyor diye alım güçleri olmadığı halde bu satın alma işlemini gerçekleştirmek için temel giderlerinden kısmak pahasına imkanlarını zorluyorlar.
Çocukların satın alma zerindeki etkisinin artmasıyla beraber ne yazık ki bazı şirketler yalnızca kar etmek uğruna çocukların ve ailelerin zaaflarından faydalanarak hem bedensel hem de zihinsel sağlığını tehdit eden ürünlerin onlara ulaşmasına neden oluyorlar. Adaletli ve insancıl rekabet için kids marketing uygulamasında öncelik kısıtlı bütçeyle sağlıklı ürünlere ilgi çekmeyi amaçlamak olmalı.
Dünyada ve Türkiye’de bu mantıkla ilerleyen uygulamalar var.
Mesela Coca Cola Company bünyesinde meyve suyu alanında faaliyet gösteren Cappy markası, ürünlerini çocukların beğeneceği şekilde ve ulaşılabilir fiyatlarda tutacaklarını açıkladı. Başka bir örnekte Unilever, çocukları hedeflediği ürünler için şeker yağ ve kalori oranlarına sınırlamalar getirdiğini duyurdu. Yine bu kapsamda Cartoon Network de gıda şirketlerine çizgi film karakterlerini kullanmaları için izin vermeyeceğini belirtti.
Her ne kadar tam anlamıyla yeterli ve etkili olmasa da büyük firmalar arasında gerçekleştirilen ve reklamların çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmayı hedefleyen bazı anlaşmalar var. Bunlardan en büyüğü aralarına çikolata devlerinden Ferrero ve Coca Cola gibi şirketlerin de katıldığı CFBAI (Children’s Food and Beverage Advertising Initiative). Bu girişime destek veren markalar 12 yaşın altındaki çocuklara yönelik reklam yapmama kararı aldılar. Çünkü bu yaştan küçük çocuklar, çizgi filmler nedeniyle çok fazla televizyon, dolayısıyla reklam izliyorlar. Ancak yine yaşları itibariyle reklamların asıl amacının farkına varamadıklarından renkli ve eğlenceli içeriklere aldanıyorlar.
Eğer bir reklamın hedef kitlesi çocuklar olacaksa bu faaliyette oyuncuların ve komedyenlerin yerini konuşan hayvanlar, çiçekler, hayal kahramanları gibi sevimli figürler alıyor. Söz konusu yine çocuklar olduğundan yine hassas davranılması gereken konu da bu figüranların davranışlarının çocukların hayal dünyasında nasıl algılanacağı. Çünkü ne yazık ki iyi karakterlerden çok kötü karakterler akıllarında kalıyor ve aldıkları mesaj büyüme evreleri boyunca zihinlerinde kalıcı yer edinebiliyor.
Kids Marketing Hedef Kitlesinin Özellikleri
- Hayal dünyaları çok çok geniş.
- Çizgi film kahramanlarına hayranlar ve onlar gibi süper güçleri olsun istiyorlar.
- Birbirinin tamamlayıcısı olan küçük eşyalar biriktirmekten hoşlanıyorlar.
- Hemen büyümek istiyorlar.
- Yalnız kalmak istemiyorlar.
- Reklamlarda vaad edilen her şeye inanıyorlar.
Kids Marketing Çalışmalarının Özellikleri
- Çocukların ilgisini çekecek hayal dünyaları yaratıyorlar.
- Bazen maskot yaratarak bazen de çocukların en sevdiği çizgi film karakterlerini kullanarak onlara doğaüstü güçler kazandırıyorlar.
- Ürünlerin içinden çıkan ve birbirinin tamamlayıcısı olan küçük oyuncaklarla aynı ürünün tekrar tekrar alınmasına yönelik kampanyalar yürütüyorlar.
- “Hemen Büyü!” garantili gıda ürünleriyle vaadlerde bulunuyorlar.
- Reklamlarında kalabalık ve neşeli görüntüler gösteriyor, “Bu markayı satın alırsan çocuk kulübüne de dahil olabilirsin!” mesajı veriyorlar.
Cem Yılmaz – Opet
2005 yılında Cem Yılmaz’ın “Mike” karakterini canlandırdığı Opet reklamlarında “GİTT” (Güzel İnsan Taşıma Taşıtı) adında konuşan Murat 124 marka otomobil 7’den 70’e izleyiciler için çok sempatik bir imaj çizmişti. Akaryakıt firmasının yaptığı kampanyada Opet kart ile yapılan alışverişlerde oyuncak “Mike bebek” hediye edildi. Aslında hedef kitleyle hiç alakası olmayan çocuklar için yapılan bu promosyon doğrudan onları hedefledi ve oldukça da başarılı oldu. Çünkü televizyonlarda gördükleri o çok düşük maliyetli oyuncak, pahalı bebeklerden çok daha kıymetliydi. Bunun sonucunda aileler, hediyesi için akaryakıtlarını Opet’ten almaya eğildiler.
Chester’lı Cheetos
Frito-Lay markasının en popüler ürünü olan Cheetos, Kids Marketing adına çok çok başarılı bir örnek. Cheetos’un karakteri olan Chester Cheetah, çocuklar ve gençler arasında tanınan ve son derece sevilen sevilen bir maskot. Chester karakteri, Cheetos’un her reklam filminde hedef kitlesi olan çocuklar ve gençlerle birlikte yer alıyor. Onlarla eğleniyor, müzik dinliyor, dans ediyor, birlikte Cheetos yiyor, kısacası onlarla arkadaşlık ediyor. O’na çocukların ‘çılgın arkadaşı’ olarak da bakabiliriz. Chester’ın gözlük takan turuncu bir kaplan olmasının altında, hedef kitlenin aklında kalabilecek ve cezbedici özellikte olması gerektiği yatıyor. Hedef kitleye mesajını ‘senin gibi genç, dinamik ve eğlenceliyim, atıştırmalık deyince aklına ben gelmeliyim’ şeklinde yer ettiriyor. Çocukların ve gençlerin iç dünyasını çok iyi analiz etmiş yaratıcılık örneği bir çalışma.
Algida – Aslan Max
Algida’nın Max çubuk dondurmasıyla adaş Aslan Max karakteri başarılı kids marketing çalışmalarından biri olarak nitelendirilebilir. Max, tişörtüyle, konuşma diliyle, büyük gözleriyle çocukların hayal dünyasına hitap etti hatta dondurmanın bile önüne önüne geçti. Algida’nın bu başarısının altında her reklamında yer verdiği Aslan Max karakterinin her seferinde daha farklı ve daha eğlenceli şekilde ekranlara çıkması yatıyor diyebiliriz.
Dove – Saçlarını Taçlandır
Farklı bir sektöre değinelim şimdi, yakın geçmiş 2017 yılına bakalım. Dove marka şampuanlar için hazırlanan bir reklam çalışması belki de beklenilenden çok daha fazla ses getirdi. Sosyal medyada #SaçlarınıTaçlandır etiketiyle tanıtılan şampuanın reklam müziğine ait sözleri paylaşmak, alt mesajı anlamanız ve hedef kitleyi nasıl etkilediklerini çözümlemeniz için yeterli:
“Seviyorum her halimi ister düz, ister bukleli.
Herkes böyle sevsin beni, kendine güven en güzeli.
Saçlarını taçlandır!”
Life’s Good – Back To School
LG’nin BluRay oynatıcı reklamı için çocukların sevgilisi Marvel karakterlerini kullanması, global anlamda ses getiren başarılı çalışmalardan biri oldu. Reklamında ve kutu içeriğinde çocukların ilgisini çekecek karakterlerin yer alması, bu ürün için anne-babalar üstünde satın alma baskısı oluşturdu.
LEGO – Birlikte Oynayalım!
Oyuncak ve çocuk dünyasının olmazsa olmazlarından biri olan LEGO, 2018 yılı içinde de çocukların en sevdiği reklamlar arasında yer almayı başardı. Avustralya’da yayınlanan yılbaşı reklamının “Birlikte Oynayalım!” sloganı da güzel detaylar arasında.
Bütün bunlar gösteriyor ki şirketler, ürünlere ve marka adlarına dayalı ilgi çekici, etkileşimli ortamlar yaratarak, küçük yaşlardan itibaren tüketicilerde marka sadakati oluşturabilirler.
Sonuç olarak, endüstrinin çocuklara reklam harcamaları son yirmi yılda patladı. Yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nde, şirketler bunu 2009’da yapmak için 17 milyar doların üzerinde harcadılar. Bu rakam 1992’de harcanan miktarın iki katından da fazla.
2019 yılı hakkında da konuşmak gerekirse yeni yılın kids marketing için yine hızlı bir yıl olacağını tahmin ediyoruz. Yeni yılda da çocuklara yönelik çalışmaların ivmelenerek devam etmesi kaçınılmaz.
Derler ya “çocukla çocuk olmak”, işte önemli olan bunu başarabilmek.